GÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu’nda Yaşlılar Haftası kutlandı
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğünün katkılarıyla ‘ Yaşlılık, Güncel Yaklaşımlar ve Politikalar’ konulu konferans ve sessiz tiyatro etkinliği düzenlendi. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü Çok Amaçlı Salonda yapılan konferansa, Gümüşhane Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bahri BAYRAM, SHMYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Melih OKCU, SHMYO Öğretim Görevlisi Uğur SARUHAN, Aile ve Sosyal Politikalar Müdür Yarımcısı Yakup PEZÜK, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hamza AKTAŞ, Sağlık Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Taşkın KILIÇ, SHMYO Öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.
“Gelecek ile Geçmiş Arasında Köprü Görevi Görüyorlar”
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okumasıyla başlayan programın açılış konuşmasını yapan SHMYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Melih OKCU, Türkiye’de her yıl 18-24 Mart tarihlerinin ‘Yaşlılara Saygı Haftası’ olarak kutlandığını hatırlatarak, “Yaşlılar geçmişimizle geleceğimiz arasında köprü vazifesi gören, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara aktaran en değerli varlıklarımızdır. Her insanın mutlaka yaşayacağı bir evre olan yaşlılığın itibar gerektiren bir dönem olması gerekmektedir” dedi.
Yaşlıların yaşlandıkları ve bakıma muhtaç oldukları dönemde ömürlerinin sonuna kadar insan onuruna yakışır bir şekilde bakım talep etme hakları olduğunu kaydeden Okcu, “Bu bakım, devlet tarafından verilmektedir. Özellikle zor durumda olan vatandaşlara, yoksullara, bakıma muhtaç yaşlılara, çocuklara ve işsizlere sahip çıkmak, terk edilmiş ve kimsesizlik duygusu yaşatmamayı hedeflemek öncelikli konular olmalıdır” diye konuştu.
Okcu daha sonra şunları kaydetti: "Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak hem bizlerin hem de devletimizin öncelikli görevleri arasındadır. Unutmayalım ki bir gün herkes yaşlanacaktır.”
“Her iki yaşlıdan biri genel sağlık durumundan memnun”
Saruhan, “Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, genel sağlık durumundan memnun olduğunu beyan eden yaşlı bireylerin oranı, 2012 yılında yüzde 43,1 iken 2016 yılında yüzde 45,3’e yükseldi. Türkiye sağlık araştırması sonuçlarına göre, 2008 yılında obez yaşlıların oranı yüzde 23,1 iken bu oran 2014 yılında yüzde 26,2’ye yükseldi” dedi.
Yaşlanmayı, canlıların oluşumundan bitimine kadar devam eden bir süreç olduğunu kaydeden Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Yarımcısı Yakup Pezük de “Bu süreç 4 aşamada ele alınabilir, gelişme, büyüme, duraklama ve gerilemedir. Ayrıca süreç içerisinde doğuştan veya sonradan oluşabilecek nedenlerle başkasının bakımına muhtaçlıklar (Engellilik) süreçlere ek olabilmektedir” ifadelerine yer verdi.
“İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmemiş olur”
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hamza Aktaş ise konuşmasında “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmemiş olur” hadîs-i şerifini hatırlatarak, yaşlı ifadesinin literatüre son dönemlerde girdiğini, Türk geleneğinde öteden beri “ihtiyar” kelimesinin kullanıldığını, ihtiyar kelimesinin de toplumun seçkin kimseleri anlamına geldiğini söyledi.
Hz. Peygamber’in söylediklerini hayatında bizzat uygulamalı bir şekilde gösterdiğini dile getiren Aktaş, “Onun şefkat ve merhameti o derece geniş ve kapsamlıdır ki, savaş esnasında bile düşman tarafında bulunup, zararı olmayan ihtiyarların öldürülmesini dahi yasaklamış ve şöyle buyurmuştur: ‘Sakın ha! ne bir kadın, ne bir çocuk ve ne de pir-i fâni bir ihtiyarı öldürmeyesin.’ Böylece savaşta toplumun zayıf kesimlerini temsil/teşkil eden çocuk, kadın ve ihtiyarlara zarar verilmemesi hassaten vurgulanmaktadır” dedi.
“Anne- Babaya Hizmet Etmek Cihattır”
Aktaş, “Hz. Peygamber, anne-babaya yapılan iyiliği, vaktinde kılınan namazdan sonra Allah’ın en çok sevdiği amel olarak zikretmesi, cihada katılmak isteyen sahabeye geride bıraktığı yaşlı anne-babasına hizmet etmek üzere geri dönmesi tavsiyesinde bulunarak onlara hizmetin ne derece önemli olduğunu vurgulamaktadır. Demek oluyor ki, anne-babaya hizmet etmek, onlara bakmak bir nevi cihattır. Anne-babasını veya onlardan birini memnun eden kimse nafile cihat etmiş gibi sevap kazanır” ifadelerine yer verdi.
Aktaş daha sonra şunları kaydetti: “Kur'ân, ihtiyarlığı, her çağ gibi insan hayatının tabii bir parçası olarak görür. Hatta insanların dikkatlerini yaşlanma dönemine çekerek bu döneme özel bir önem atfeder. Kur'ân-ı Kerim’de ihtiyarlık dönemiyle ilgili pek çok ayet bulmak mümkündür. Bunlar arasında doğrudan ihtiyarlık dönemiyle ilgili ayetler olduğu gibi, anne-babanın ihtiyarlığı, bakımı ve bazı peygamberlerin ihtiyarlık dönemleriyle ilgili ayetlerden bahsetmek de mümkündür. Kur’ân’da ihtiyarlık döneminin biyolojik ve psikolojik yönden ortaya çıkardığı değişiklikleri, kişilik yapısında meydana gelen farklılaşmayı anlatan metinler çıkmaktadır.”
Sağlık Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Taşkın Kılıç ise ‘Yaşlı Çınarın Gölgesinde’ adlı sunumunu gerçekleştirdi.
Sessiz tiyatro gösterisi ile devam eden program, teşekkür belgelerinin takdimi ile sona erdi.